Her şeyin başı evden

Mayıs 26, 2020

Öyleyse haftada en az 1 yazı hedefimle başlıyorum.

Bir meydan okumadan bahsetmiştim. Onunla başlıyorum. 

İlk gün konusu şöyle:

1 . Belki aramıza yeni katılanlar vardır ya da olcaktır. Önce birbirimizi tanıyalım. 
Karantina döneminden önce neredeydin nasıl bir yaşam şeklin vardı, şimdi neredesin ne yapıyorsun, günlerini nasıl geçiriyorsun, neler değişti hayatında bu süreçte? 

Karantinadan önce sosyal bir yaşantım vardı. Kurslar, tiyatro çalışmaları, arkadaş buluşmaları, gezmeler derken evde çok durmazdım. Tiyatro izlemeyi de çok seviyorum. Ayda ortalama 1 gösterime gitmeyi alışkanlık haline getirmek için özen gösteriyorum. Gösteriyordum. Ofis ortamında çalışıyordum. Arada da şehirlerarası seyahatlerim olurdu. İşim gereği insanlarla sıkça temas eder, sürekli iletişim içinde olurdum. 

Sonra Çin karışmaya başladı ve 2 ayı geçkin bir süre uzaktan izledik. Uzaklarda bir şeyler oluyor ama neyse çok uzakta dedik. Sonra birden dibimizde bitti. 2 ay baktığımız yere göre kısa ya da uzun olabiliyor. Öncesinde konuşsaydık ohooo daha 2 ay var çok derdim. Sonrasından bakıyorum da 2 ay çabucak geçti ve virüs buraya ulaştı. 

Derken birden evime kapandım ben de. Şanslılardanım. Evden çalışmaya, evden kurslara katılmaya, evden tiyatro izlemeye, evden arkadaşlarımla buluşmaya, evden ailemle görüşmeye başladım. Her şeyin başına bir "evden"dir tutturdum :) Çok şikayetçi olmadım, "evde olma halini severim, uğraşlarım çeşitli olduğundan sıkılmam, baymam, bunalmam yaşarım" diyordum. Artık biraz fazla oldu. Şimdi saydım bugün 71. gündeyim. 2020 başlarken çok umutluydum, çift sayıları da severim, bu yıl çok güzel olacak derken en sevdiğim mevsim evimin camından geçti gitti.

Kedi sahibi olduğumdan beri halısına sarıp toz tutmaya mahkum ettiğim yarım puzzle'ımı tamamladım. Kedime rağmen. O geldi üstüne yattı, ben yeniden yerleştirdim. Derken tamamladım, şimdi bunu ne yapacağım :) 



Bol bol kedimle konuştum. Sonra buzdolabıyla konuşmaya başladım. Kahve fincanımdaki kuş pek hoşsohbet çıktı. 

Tiyatro oyunlarını YouTube'dan izledim. Dostlar Tiyatrosu bazı oyunları burada yayınladı. Marx'ın Dönüşü ve Sivas 93'ü böylece tekrar izledim. 

Elbette Netflix'ten diziler keşfetmeye devam ettim. Mubi üyeliği yapıp festival filmlerini izlemeye başladım. Pek keyifli platform. Trt 2 Mayıs ayı boyunca her akşam keyifli filmler yayınladı. Onlardan da geri kalmadım. 

Online eğitim almaya, kurslarıma devam ettim. Coursera'da The Science of Well-Being kursuna başlamıştım. Şükür duyduğum anların (hayatımda şükür nedir bilmez idim) ve o anda kalıp dolu dolu yaşadığım zamanlarımın farkına varıp onları not etmeye başladım.

Mutfağa girdim, suda sodyum patlatmayı dener gibi kuru mayayı aktifleştirdim heyecanla :) 

Evdeyken örgü örmeye devam ettim. öteberil hesabımı azıcık hareketlendirdim. Siparişlerimi tamamladım ama iplerim yetmeyince yarım kalan bir Totoro siparişim oldu. Totoro'nun kolları yok :( 


Okumayı hep ertelediğim kitaplarıma sarıldım. Altını çizip defterime not etmeye başladım, böylece aklımda daha iyi kalabiliyor. Atıf yapılan videoları konuşmaları izledim, okuyarak öğrenmenin yanına izlemeyi de ekledim. 

İngilizce çalışmaya devam ettim. Online derslere katılarak ufak tefek heyecanlar yaşadım Rosetta Stone üzerinden.

Podcastler dinlemeye başladım. Gürültünün içinden sinyali yakalamaya çalışan podcast kanalı Akıl Modelleri, kişisel gelişim ve popüler psikoloji konularına kısa kayıtlarla dokunan ve yaa evet ben de böyle yapıyorum, bunları yaşıyorum ama neden, nasıllara yanıt veren podcast kanalı Psikolog Beyhan BudakOitheBlog yazarları Öykü ve İdil'in efsane geyik dolu podcast kanalı Gülünecek Bir Şey Göremiyorum keyifle dinlediklerimden oldu. 

Ertelediğim şeylerden biri meditasyon yapmaktı. Sıfır beklentiyle ele aldım bu konuyu. Sadece yapıyorum. Just do it. Bir hedef belirlemedim. Bakalım ne olacak diye yapmaya başladım. Dikkat etmeye çalıştığım tek şey düzenli yapmak. Henüz bunu oturtamadım. Meditopia uygulaması meditasyonu anlamak, öğrenmek ve deneyimlemek isteyenler için gerçekten güzel bir uygulama.

Derken kendimde bi şeylerin evrildiğini düşünüyorum. Bunu yakalama ve hissetme fırsatı olan şanslılardanım. Şimdi bu evrimi deneyimleme dönemi yaklaşıyor. Bakalım düşündüğüm gibi mi dönüştüm? Yoksa bana mı öyle geliyor?

Şimdi asıl soru(n): Eski normalimden çıkıp yeni normalime nasıl geçeceğim? Yeni normalden korkuyor muyum? Kedimin adını yeni normal yapsam mı? 

You Might Also Like

6 yorum

  1. Minushunun adini yap yeni normal�� ha bi de 'yeni iyidir' ��

    YanıtlaSil
  2. Aman aman neler görüyorum <3
    Çok sevindim meydan okumayı yazdığına :))
    Sen buralardasın, daha ne meydanlar okuru.

    Bu kadar dolu dolu geçebilir. Mubi'yi ben de çok seviyorum. Çok güzel filmler oluyor.

    Totoro'na da ayrı bayıldım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazmak ne güzel hissettiriyormuş :) Korona dönemi günlüğü de tutmaya başlamıştım, resmen iyi geldi ;)

      Sil
  3. Blogunuzu deep'ten gördüm ve çok hoşuma gitti takibe aldım, hoşgeldiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşbuldum komşucum mahallemiz pek renkli :)

      Sil