Bu yazıyı yazdıktan aylar sonra yayınlayacağımı biliyorum. İki amaç için yazıyorum. Biri baştan sona neler yaşadım, hangi duygulardan geçtim kümüle şekilde görmek ve kendime ara ara "aferin" diyebilmek. Diğeri bu süreçten geçeceklerin sorularına yanıt olabilmek çünkü kendi sorularıma hızlı yanıtlar bulamadım. Uzun bir yazı olacak.
KARAR AŞAMASI
Her şey karar vermekle başladı. Arkadaşlarım, tanıdıklarım ülkeden giderken kendi adıma gitmekle ilgili net bir şey söyleyemiyordum. Korkuyordum. Herkes yanında biriyle gidiyor, zorluklara birlikte göğüs gerebilirler ama ben tek başıma yapamam diyerek bu konu hakkında düşünmemeye çalıştım. Zaman geçti. Şu hayattaki en büyük endişe kaynağım olan güvenlik unsurlarım bozulmaya başladı. Endişelerim birbirini kovalar oldu. Ekonomik olarak orta-iyi seviyelerde bir beyaz yakalı olmama rağmen kendimi hiçbir yerde huzurlu hissedemedim. Muhtemelen bu, ömrüm boyunca sürecek.
Tüm gri düşüncelerim 2020'den itibaren renk değiştirmeye başladı. Gri bulutlar dağılmaya, düşüncelerim netleşmeye başladı. İlginç şekilde cesaretlenmeye başladım. Karar verme eşiğine yaklaşıyordum. Bu ülkeden gitmeli miyim? Gidebilir miyim? Nasıl olur? Derken iyice netleştim. Gitmek istiyorum. Neden? Çünkü sokağa çıkarken bile korkuyorum. Neden? Tacize uğramaktan, tecavüz edilmekten, öldürülmekten, saldırıya uğramaktan. Nefret ediyorum. Neden? İki adım yere giderken ter içinde kalmaktan, o iki adımlık yere gidene kadar karşılaştığım adamların pis bakışlarından, kaba, öfkeli, terbiyesiz, bencil, cahil insanlardan. Bıktım. Neden? Yaşadığım topraklarda uyandığım her sabah aldığım kötü haberlerden, gözümü açar açmaz bi yerlere borçlu olmaktan, sadece mecburi giderlerimi (kira, aidat, kredi, faturalar) karşılamak için hayatımı satmaktan, sanatla ilgili kültürle alakalı bir şey yapmadan önce 10 kere düşünüp 15 günde belki 1 kere plan yapabilir olmaktan. Bir kere yaşama şansım olan bu hayatı sürekli ite kaka sürdürmeye çalışmaktan. Hiçbir şey için sistem, kural, düzen olmamasından, herkesin aşırı, artık kafayı yemiş "özgür"lüğünden.
AKSİYONLAR
Ve son 3 yılımı yurtdışı iş ilanlarına başvurmaya adadım. İlk yıl odaklandım. Doğru düzgün ön yazılar, cv'ler hazırladım, İngilizcemi kendimce iyileştirip konuşma pratikleri yaptım, görüşmelerde neye dikkat etmek gerekir, hangi sözler karşı taraf açısından nasıl yorumlanabilir, benden ne duymak istiyorlar ve bunu nasıl dile getirmeliyim vs hazırlandım. Güçlü ve zayıf yönlerimi belirledim. Belirledim derken doğru düzgün testler var bunun için, hem Türkçe hem İngilizce yaptım ki İngilizcemi de test etmiş oldum. Böylece elimde net veri olmuş oldu. Mülakatlara girmeye başladım. İlkini hatırlıyorum, İsveç'te bir araç kiralama firmasıydı. O kadar çok hazırlanmıştım ki hiç korktuğum gibi geçmemişti. O zamanlar çalıştığım şirket İngilizce öğrenme platformlarıyla anlaşmıştı ve konuşma derslerine girmiştim. Beni iş görüşmelerine hazırlayın, öyle sorular sorun demiştim. Neyse, bu ilk görüşmem o kadar iyi geçmişti ki son aşamaya kadar gelmiştim. Henüz ilk görüşmeden sona kadar gelebilmek beni şaşırtmıştı. Yine şaşırdım çünkü neden elendiğimi bir türlü öğrenemedim. O ilk zamanlardan bugüne birçok başvuru yaptım. Kiminde otomatik yanıtlar eşliğinde süreçten uğurlandım. Kiminde bir görüşme yaptık, sonra reddedildim. Başvurdum, reddedildim, bi daha başvurdum, daha iyi reddedildim :) daha iyi başvurdum derken toplam 2 kere son aşamadan elendim. Diğer firma Hollanda'da çip üretimi yapan bir firmaydı. Hatırlıyorum da son görüşmeyi o dönem Japonya'da bulunan yöneticilerle sabahın 7'sinde yapmıştık. Gözümü açar açmaz zor bir mülakat yaşadım. Bu süreçteyse uluslararası deneyimi olan birini seçmişlerdi. Bu firmanın işe alımcısı o kadar yardımsever biriydi ve açık iletişim kuruyordu ki hiç alışık olmadığım yaklaşımlar bunlar. Hatta bana geri bildirim verirken danışmanlık firmalarında deneyim kazanarak yine başvurabilirsin, veya uygun başka ilanlar bu firmada karşına çıkarsa bana ulaş demişti.
Bu sırada Avrupa'ya yerleşen arkadaşlarımdan bilgi edinmeye başladım. Ne kadar maaş beklentisi söylemek gerekir, hayat nasıldır, yalnız mı kalınır, görüşmelerde nasıl cevaplar verilmeli gibi sorularımı konuştum. Onlardan duydukça gitme hayalim hedefe dönmeye başlamıştı. Avrupa'da support grubum vardı ne de olsa.
Neyse efendim 3 yıl geçti, Mayıs 2023'te bir firmaya başvurdum. Geri dönüşleri hızlı oldu. Süreç boyunca öyle yardımcı oldular ki, Türkiye'de İK'dan böyle bir yaklaşım görmeye alışık olmayan ben bulutların üstünde gibiydim. her adıma dair detay bilgiler verdiler, pdf dosyalarında hangi sorulara nasıl hazırlanmam gerektiğini anlattılar, her sorumda anında yanıt sağladılar, görüşmelerde hata yaptığımı düşündüğümde anında bunu anlayıp beni rahatlatmayı seçtiler, "herkes hata yapabilir, acele etme, vaktimiz var, istediğin gibi kullanabilirsin, istediğini tekrar tekrar sormaktan çekinme" gibi ifadelerle beni kendime getirdiler. İlk görüşme, ikinci görüşme, assessment, son görüşme derken sonunda olmuştu. Benimle devam etmek istiyorlardı. It's happening! Başvurumdan yaklaşık 2 ay geçtikten sonra bir perşembe akşamı telefonda bana bunu söylediklerinde İngilizceyi unuttum sanıp tekrar tekrar sorduğumu hatırlıyorum. Telefon görüşmesinden hemen önce İK'dan gelen ve hakkımda güzel şeyler konuşulduğunu belirten (fingers crossed on me) epostayı okurken kameralara böyle yakalanmıştım:
- Kimlik yenileme: Kimliğimi yenilemeye üşenmiştim. Mecburen yeniledim. Nüfus müdürlüğünde kolayca oldu bu işlem. 83 TL.
- Pasaport uzatma: Pasaportumun vize ajansının belirttiği şekilde en az 1 yıl geçerliliği vardı ancak buradayken uzatmak daha kolay olacağından onu da Nüfus müdürlüğünde 10 yıllık olacak şekilde kolayca hallettim. Yuvarlak olarak 5400 TL.
- Medikal sertifika: Belçika'nın istediği bir sağlık sorununun olmadığını kanıtlayan belge. İstanbul'da elçilik tarafından belirlenmiş 3 doktor var. Kadıköy'de Dr. Adnan Avcı'ya gittim. Kan tahlili, akciğer filmi, muayene toplam 2440 TL. Doktor bu ödemeyi şirketten geri istememi söyledi. Öyle bir şey var mı deneyeceğim.
- Apostilli sicil kaydı: Apostil benim için çok yabancı bi şey. Bir hukuk bürosuna sordum, 50 dolar karşılığında yapıyorlardı. Göçmen kadınlar grubunda sorduğumda adliyede yapıldığını öğrendim, hem de ücretsiz. Gidip sicil kaydımı aldım, ertesi gün de apostili aldım.
- En yüksek seviyedeki diplomamın orijinali ve çevirisi: Kadıköy'de Portakal çeviri hizmetlerinde bu işimi de birkaç saat içinde hallettim. Yaklaşık 250 TL.
- Vergi Dairesi ile görüşüp şimdiden yapmam gereken bir beyan olup olmadığını öğreneceğim. Bu soruyu yeni şirketime de sordum, beyan etmem gereken bir şey var mı şeklinde.
- Kapatmam gereken banka hesapları var. Şubeye gidip birebir görüşme yapacağım. Online işlemler veya çağrı merkezi ile yürütülen işlemler sağlıksız olabiliyor diye duydum deneyimi olanlardan.
- Son sağlık, kozmetik, güzellik, doktor muayenesi uygulamalarının yapılacağı dönemdir son ay.
- Vekalet konusu önemli. Benim yerime her şeyi yapabilmesi için anneme sınırsız vekalet verebilmem için noter işim olacak.
- Eşyalarımı İzmit'e taşımak için nakliye firması ayarlamam gerekiyor. Armut'tan teklif topluyorum.
- Uluslararası para transferi yapabilmek için araştırma yapıp bir hesap oluşturmam gerek.
- Ülkeden ayrılmadan önce telefon hattımı faturasıza döndürüp, birkaç ayda bir açarak hattımı aktif tutmam gerek.
- Biyometrik fotoğraflarımı çoğaltmalıyım. Belçika'daki resmi işlemler için gerekebilir.