Ağaçlar da erkenden çiçeklenmese iyiydi...

Nisan 07, 2021

Beklemek şu hayatta zorlanmadan yapabildiğim bir eylem olmadı hiç. Birini beklemek, bir şeyi, bir gelişmeyi beklemek, sevdiğim birinin ya da mevsimin gelmesini beklemek, bir yerde sıra beklemek bile eğer keyifli bir manzaram yoksa (doğada bir hareketlilik, kedi köpek oynaşması, uçan baloncuklar ya da uçuşan yapraklar gibi) tahammül edebildiğim bir şey olmadı. Ve şimdi dört duvar arasında bekliyorum. Neyi beklediğim de belli değil, uzay boşluğunda süzülmece, cismen hacim kaplamaca. 

Bazen bi şeylere, birilerine anlayış göstermek, sebat etmek, rezilyans diye öğrendiğim zor durumlarda/zamanlarda ayakta kalma ya da hızlıca toparlanarak devam edebilme halinde olmak zor geliyor.

Bir süre normal gelen her şey sanki fazla hava basılan balonun bir yerde dayanamayıp yerinden kopup gökyüzüne fırlaması gibi her yere saçılacak sanıyorum. Öyle sandığımda da "you shall not pass Berilyum" diyorum, toparlan bırakma kendini. Olmuyor, kendimi bırakmak istiyorum, anlamsızca durduk yere sesim kısılana kadar, boğazımdaki yumru yüzünden kıpkırmızı kesilene kadar ağlamak istiyorum. Bazen ağlıyorum durduk yere. Aynaya bakıyorum yüzüm parça parça kırmızı. Çocukken de çok ağladığımda yüzüm böyle olurdu diye hatırlıyorum, kırmızı beyaz ekoseli surat. 


Yine bekliyorum. Bu kez bu ruh halinin gelişini karşılayıp etkimesine ve akıp geçmesine izin veriyorum. Giriş, gelişme, sonuç. Türkçe dersinde öğretildiği gibi. Aklıma geldi, bir keresinde bir ödevin sorusu şuymuş: .".... konusunda araştırma yapıp şunu bunu yanıtlayın." Ben de cevap yazmışım: "Peki." İlkokul arkadaşım hatırlatmıştı çok sonradan. Bence çok haklı bir yanıt vermişim. Yap demişler ben de tamam demişim. Neyse. 

Sonra günler geçiyor. Mevsimler de. Onlar sırasını bekliyor, ama ağaçlar bekleyemeden çiçekleniyor. Sonra ağaçlar erkenden çiçeklendi yazık olacak diye bi daha üzülüyorum. Her çiçek kendi bacağından asılmıyor mu? 

Yani diyeceğim o ki, neyi beklediğimi bilmiyorum. Bir ay, bir mevsim, dört mevsim, sonrası ne olacak bilmiyorum, bilmediğim şeyi bekliyorum. Zaman geçtikçe umut kırıntılarım da yok oluyor. Piştikçe ufacık kalan ıspanaklar gibi kendimi ateşe bırakayım da ufacık mı yapsın beni. 

Bu da pandemi kafası olarak burada yer alsın bakalım. 

You Might Also Like

8 yorum

  1. Hepimiz birşey bekliyoruz ama ne olduğu hakkında çoğumuzun bir fikri yok kanımca. Beklemek adetten olmuş gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette hedefler koyarız, akışın içinde yaşar, bir şeyler yaparız. Bazen de bir şeylerin geçip gitmesi lazım, onu beklemek boğucu..

      Sil
  2. "heyecan" bekliyosun gibi buradan bakınca. anlık bi' sürpriz değil, uzun sürebilecek, karnında kelebekler uçuşturacak türden, canlar da yanmış çok emin de olamıyosun gibi. yanılıyor olabilirim fakat iyi olmanı dilerim, umarım ne aradığını farkına varır ve çarçabuk bulursun. bulamazsan da "kıvırcığım lan ben! hahayt!" diyebilirsin aynaya karşı, bence iyi gelecektir 🎉

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. beklediğim şey ne zaman sona ereceği belli olmayan rölanti modundaki fanusun kalkması, yoksa tabi kıvırcık olmasaydım bu canımı çok sıkabilirdi :)

      Sil
  3. Sanırım hepimiz bu sıralar neyi beklediğimizi bilmeden, bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  4. Sayenizde bir kelime öğrendim. Hayatımda ilk defa duymuş olmama rağmen çok sevdim. Rezilyans kelimesini dağarcığıma kattım. Çok başarılı bir yazıydı. Blog sözlük üzerinden sizi buldum. Takibe de aldım. Arada bir okumaya gelirim. Yolunuz açık olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, tanıştığımıza ve faydalı olduğuma memnun oldum. Rezilyans bundan sonra çokça karşınıza çıkacak demektir ☺️

      Sil