Minimal Dijitalizm!

Ocak 28, 2021

İlk iş Twitter hesabımı dondurmak oldu. Biri gitti. Kaldı 1556 uygulama. 

Geçtiğimiz günlerde Clubhouse ile tanıştım. Bu uygulamada belirli konularda oda açıp birkaç konuşmacıyla sohbet başlatabiliyorsun. Dinleyiciler sadece dinleyici olarak katılıyor, isterlerse söz alıp sohbete dahil olabiliyorlar.

Toplamda 100 eşya ile hayatına devam edenler yenisi gelince var olanlardan birini eksiltiyorlar ya, bendeki o hesap değil yani Clubhouse geldi bir uygulama azaltayım fikriyle yapmadım ama artık Twitter'ın boşluğa haykırma özelliği batmaya ve uzay boşluğuna cümleler bırakmak artık hoşuma gitmemeye başladı ve ben de küçük enişteyi salıverdim gitti, darısı bırakacağım diğer uygulamalara. Şu cümlemi bir daha okudum, bağlacıyla virgülüyle 4 satır 1 cümle huh! Bari cümlelerimde sadeleşebilseydim. 

Bahsettiğim Clubhouse'da geçtiğimiz akşam dijital minimalizm üzerine bir sohbet dinledim. Minimal yaşantı biçimleri hayatımıza bir şekilde dahil oluyorken sadeleşmenin dijital versiyonu neden olmasın: dijital hayatlarımızı bir düzene sokmak ve gerçekten ihtiyaçlarımız doğrultusunda sadeleşmek. Teknolojiyle aramızdaki her şeyi gözden geçirip bilinçli tüketmek. 

😥 Bir dert ekranlara olan bağımlılığımız. Bağlılığımız değil, bağımlılığımız, benim deyişimle elimizde olmadan bir şekilde yapışık kalma hali. Cep telefonlarında ekran süresini takip etmeyen kaldı mı? Bunun bilimsel ve makul bir zaman limiti tanımlı mı bilmiyorum ancak kendi limitim fiziken midemin bulandığını ve başımın göz diplerimden itibaren ağrıdığını hissettiğim an yani +7 saat. KORKUNÇ! Bu şuna benziyor; toksik bir ilişki içindesin ama içindeyken farketmiyorsun, sana katkısı yok, sonrasında kuşbakışı totale baktığında farkına varıyorsun, aynı o hesap, sürekli sayfa yenilemek = bitmeyen merak hissi. 

🔎 Bunun bir kök nedeni FOMO (fear of missing out) yani başkalarının haberdar olduğu bir şeyleri kaçırıyor olmaktan dolayı hissettiğimiz eksiklik ve tedirginlik. Dünyada şu an ne oldu, ne konuşuluyor, yeni bir eposta aldım mı, gündemde ne var diye giden meraklar. Şimdi kağıdı kalemi bırakıp iki dakika düşünebilirsin kendinde FOMO var mı yok mu diye. 

😌 Bir başlık hayatımızı kolaylaştırması veya bazı alışkanlıkları daha kolay edinebilmek için çeşitli uygulamaları kullanmak. Mesela bir konuda notlar tutuyorsun veya okuduğun kitaplardan notların var fakat dağınıksın, bunların derli toplu ve kolay sınıflandırılabilir olması için uygulamalar kullanmak. Mesela alışkanlıklar edinmek, zinciri kırmamak istiyorsun veya pomodoro sayacı kullanarak daha odaklı, planlı iş bitirmek istiyorsun ve bunu yönetmek için uygulamalardan yararlanıyorsun diyelim. Burada kendime pek güvenemiyorum çünkü uygulama kullanımında sadeleşmeye gitmeyi isteyen biri olarak düzene gireceğim diye yeni uygulamaları telefonuma indirmek telefon bağımlılığı hastalığıma çözüm sağlamayacak sanki. Sonsuz döngüye girdim iyi mi! Çözüm farkında olmakta ve bilinçti kullanmakta.

💫 Bir çözüm önerisi uygulamalardan bildirim geldiğinde o sese direnmek veya bildirim seslerini tamamen kapatmak. "Acil bir şey olsa ararlardı" cümlesini kocaman bastırıp sağa sola asmak istiyorum :) Gelen bildirim her ne ise her şeyden de hemen haberdar olmayıvereyim. O telefonu bir kere elime alıp o bildirime baktıktan sonra konu konuyu açacak. En yakın arkadaşınla sohbete daldığında konular yarım kalıp başka konulara çok kere dalmışsındır, o hesap. Yaptığın paylaşım toplumsal onay ve beğeni almış mı (ne de olsa onaylanmak, kabul görmek ve varlığının biliniyor olması ihtiyacı bir dürtü), kalpler bırakılmış mı? Sürekli abur cubur yiyerek farkına varmadan sağlıksız hayatın engin denizlerinde yüzmekle benzer şekilde Twitter'da en son ne konuşulmuş, Pinterest'te yeni ne görseller var az gözüm bayram etsin, Instagram'da kimler yine aşırı efsane güzel hayatlar yaşıyor ve bunları göz alıcı kareler şeklinde filtre basıp paylaşmış, Facebook için bir şey türetemedim, anneme sormam lazım orada neler oluyorsa :) Bak yine konu konuyu açtı. Demem o ki o çınnn sesi seni dünyadan kopartıyor ve dakikalarını (ve saatlerini) yiyor. Sonuç abur cubur etkisi.

😰 Bir başka başlık birden çok sekme açıp birden fazla şeyi aynı anda öğrenmeye çalışmak, üyelikler başlatmak ama bunları etkin kullanmamak, sürekli favorilere ekleyip durmak. İlginç bulup mutlaka okumalıyım diyip kaydettiğim o kadar güzel bloglar çıktı ki karşıma, at fava bekle oldu resmen :( Bu konu biraz da "anda kalmak"la ilişkilendirilebilir sanki. O konuya o bloga odaklanabilsem, aklıma geldiği an sadece o yazıları düşünüp okumaya başlasam çözülecek ama dikkatimi toplayamadığım ve her dış etkenden etkilenip sağa sola daldığımdan favoriler doldu taşıyor. Böyle olunca bir şey öğrenmiş olmuyorum, aksine liste şişiriyorum, nerede sadeleşme?

💫 Yine Clubhouse'taki konuşma esnasında dinlediğim çözüm önerilerinden biri şu; yeni bir telefon aldığında eskisindeki uygulamaları direkt yenisine aktarmamak. İhtiyaç oldukça ekleyerek ilerlemek işe yarayabilir. Bir diğer öneri ekranları siyah beyaz kullanmak. Ekranı açtığımızda rengarek objelerle karşılaşmak ilgimizi merakımızı hep canlandırıyormuş. Bir diğer öneri ana ekranda mümkün olduğunca az uygulama bulundurmak. Böylece sürekli "şuna da bakayım" tetiklenmesine girmemek mümkün olabilir.

Bu konu bana Tolstoy'un İnsan Ne İle Yaşar kitabından bir bölümü anımsatıyor. "İnsana Ne Kadar Toprak Lazım" bölümünde toprağını işleyerek ailesini geçindiren Pahom aslında kendisine yetecek kadar / ihtiyacı kadardan ziyade daha çok daha da çok arazi sahibi olma hırsının neticesinde sadece başından topuklarına kadar bir toprak parçasına sahip oluyor ve orada hayatı da sona ermiş oluyor. 

Yani diyorum ki "tercih etmek" biz insanlar için tanımlı bir eylem. Zamanı ve teknolojiyi nasıl kullanacağın, hangi platformları hayatına katacağın, faydasını sorgulayacağın (WIIFM - what's in it for me) seçici olmana bağlı. 

Bu yazıyı okuduysan kanalıma abone olmayı.... değil de bu konuda çözüm önerilerin varsa beni haberdar edersen belki ben de denerim böylece sadeleşe sadeleşe and they lived happily ever after olur. 

Artık ekranı kapatıp bi kahve koyma vakti geldi. Ya da gideyim de uyuyan kedime bulaşayım 💕

You Might Also Like

13 yorum

  1. Bir öneri mi olur bilmiyorum. Sadece şunu biliyorum. Kim ne derse desin insan kendisi gerçekten istemedikçe yapamıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılıyorum, hayatımızda bir şeylerin ters gittiğini hissedip acımızı / problemimizi tam olarak tanımladıktan sonra çözüm arayışına gireriz.

      Sil
  2. ekran süresi mi bunu bilmiyordum. yorumu yazarken nasıl bakılacağını öğrendim baktım 32 dakikaymış. bi de gece uyumadan evvel bakayım. akıllı telefon işe yarar gibi görünse de çoğunlukla hep sitem ediyorum bulunuşuna.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 32 dakika harikaymış✨ Şu an saat 17.30 ve an itibariyle telefon sürem 4.5 saat hala korkutucu benim için 😒

      Sil
  3. Vaooovv ne güzel bir yazı olmuş.
    Geçenler de bir arkadaşım ile sohbet ediyorduk.
    Konu şuydu; Neden herkesi sürekli görüyorum, neden dostlarımı özleyemiyorum ve neden eski sevgililerimi sürekli takip ediyorum?

    Yani sosyal medya öyle bir şey ki, kimseyi unutamıyor, kimseyi özleyemiyorsun.
    Sürekli karşındalar, sende ekli olmasalar arkadaşlarından görüyorsun. Sonrasında zamanla sende merak etmeye başlıyorsun. Ve birbirine eklene eklene gidiyor.
    Gereksiz, yersiz ve bence bize yakışmayan sapkın bir merakımız var.

    Ben bir dönem facebook u kapattım, sonra instagram falan ama eninde sonunda geri döndüm.

    Tekrar yapabilmeyi çok istiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Magazin programları bir ara hayatımızın çok içindeydi, çok matah bir şeymiş gibi bilinçaltımıza yerleşti başkalarını merak etmek. Başkaları yerine kendimi merak etmek istiyorum zira beynim de harcadığı enerjiyi verimli kullanmak ister.
      Bak bir kere yapmışsın, tekrar yapabilmek bence seni zorlamayacak😉✌🏻

      Sil
  4. kafa dağıtmak için girip çıktığımız platformlara artık görev bilinciyle girip çıkar olduk, instagramdaki o "son 3 gündeki tüm postları gördün (b.k var gibi)" bildirisini görünce huzura eriyorum, hiç renkli halka kalmayınca içim rahatlıyor diye instagramı kaldırmayı denedim bi'ara, blog yazıyoruz, yeri geliyor iş yapıyoruz diye kapatamadım fakat kendimle uğraşmaya başlayınca (okumaya ve beslenmeye ağırlık vermek gibi) daha az girmeye başladım. twittera hala fazla giriyorum fakat rahatsız hissetmiyorum çünkü fikir yuvası gibi geliyor hep. Clubhouse'dan duyduğun öneriler aslında ciddiye alınıp uygulanırsa faydası olacak gibi, deneyeceğim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar çok kanal var ki "hadi bana bak beni kullan" diye yanıp sönen. Sanırım ciddi ciddi bir şeye odaklanınca (bahsettiğin okumak ve beslenmek gibi) daha az dijital köle olunabiliyor. Clubhouse'u da o kadar dikkatli kullanmaya çalışıyorum ki, sadece derli toplu düzgün bilgi alabilmek adına belli isimlerin açtığı odalara girip sohbeti dinliyorum, mesela Hale Acun Aydın, Hakan Akben, Beyhan Budak, Selin Yetimoğlu, İnanç Ayar ve Barış Özcan ile kısıtladım kendimi, yazımdaki öneriler de bu isimlerin arasından geldi :) denemeye değer..

      Sil
  5. Bazı platformları genelde kafa dağıtmak için kullanıyorum. Bazılarını ise sektörü takip etmek için kullanıyorum. Ama bazen haftasonları telefonun bildirim sesini kapatıp bu şekilde uzak kalabiliyorum. Bence bu da etkili bir yöntem olabilir. Çünkü bir zamanlar bildirim sesini duyar duymaz hemen telefona bakıyordum. Bu bir sorundu bence. Bildirimlere ara verince biraz kafa rahatlaması oluyor diyebilirim.

    Yazı için teşekkürler bu arada:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kez de ay sessizde her şey, acaba bir şey gelmiş midir diye ekrana sık sık dokunmaya başladım :( Acil bir şey varsa ararlar yaklaşımımı deniyorum halen :)
      Ekran süremi her gün kontrol etmeyi bıraktım ben de. Kilo verme süreci gibi, nasıl ki her gün tartılmak anlamlı değil, bir süre çaba sarf edip aradaki farkı görmek motive edici, ekran süresi de öyle oldu bende.

      Sil
    2. Telefonu elimin yetişebileceği bir yere değil de uzak bir yere koyuyorum. Bu şekilde bakmıyorum bile --birazcık üşengecim de :)--

      Ama her şeyden önce istemek önemli. Yeterki isteyelim, gerisi hal olur.

      Sil