KUZEY EGE ADALARI - 2. Kısım: Midilli Adası
Eylül 28, 2017
Günlerden 25 Ağustos Cuma. Saat 09.00'da Midilli'ye hareket
edecek feribota binmek üzere Ayvalık Deniz Hudut Kapısı'na
geldik. Ayağımız uğurlu gelmiş olmalı, zira bizden sonra oluşan kuyruğun
güzelliği...
Ve bikiniler giyilir Molyvos Beach'e
koşulur. Denize çıkan yolu bulmakta birazcık zorlandık. Genişçe bir tesis
veya cafeler dizisi beklemeyin. Onun yerine oldukça sakin bir kıyı şeridi,
kıyının başlangıcı yıkılmış bina kalıntıları, çer çöp çakıldı. Hayallerimizin
yıkılmasından korkmadık değil. Arka yollardan denize paralel yürümeye devam
edince birkaç otel karşımıza çıktı. Caretta carettalar gibi otellerin
arasından denize doğru ilerledik resmen. Ağaçların altında, ağaçların
bitip taşlık kumsalın başladığı bir yerde şezlonglara yayıldık. Eh kuzey
Ege'de olunca çok da ılıman bir deniz suyu beklememek lazım. Tam olarak çivi
çiviiii. Kumsal taşlık, denize girişte de hafif bir yokuş inişi
düşünebilirsiniz. Yani öyle dümdüz yürü kumdan geç suya gir değil. Bazı
etapları tamamlamanız gerek :) Arkadaşım Gülay tatile çıkmadan 2 ay önce ayağını
kırdığından ilk günlerde denizi tadamadı. Bir süre sahilin ve birasının tam
olarak keyfini çıkardı. Unutmadan, 2 şezlong + şemsiye için 5 Euro ödemeniz gerekiyor.
Tatile çıkmadan önce bloglardan "mutlaka görülmesi, uğramadan dönülmemesi, gitmişken aman da aman kokteylini içmeden dönülmemesi gereken" bir Congas Beach Bar olduğunu okumuştuk. Bir de ne görelim, sahilde oturduğumuz yerden orayı görebiliyoruz. Çatısındaki sazlıklar pek bir davetkardı :)
Feribot saati 09.00 olmasına rağmen ulaşım konusunda burada
da rötar yaşadık. Hava kara deniz fark etmiyor maalesef.
Neyse efendim, ortalama 40 dk süren yolculuktan sonra
Midilli Adası'ndaki Mitilini Limanı'na vardır. Feribottan indikten sonra
limanın çevresini yürüyerek almamız gerekti. Yarım ay gibi, ayın bir ucunda
indik, diğer ucundaki otobüs duraklarına yürüdük 10-15 dk kadar.
Bizdeki iETT orada KTEL olarak
geçiyor. Tüm otobüs saat ve durak bilgisini buradan edindik.
İstikamet en çok önerilen, görülmesi mutlaka gereken yer
Molivos. Saat 11.00'de kalkan 15 numaralı Molivos otobüsüne kişi başı 7.
Euro'luk biletlerle bindik.
Otelimiz Marianthi Toroz Rooms & Studios idi.
Güler yüzlü bir işletmecisi vardı. Yol
yordam ne nerededir tüm abuk sorularımıza yanıt oldu, hatta anlamayınca kendi
elleriyle bize haritalar çizdi :)
Burası 4 odalı, ufacık bir butik otel
(sanırım 4 odalı, üst katında oda var mıydı bilmiyorum). Odamızın hemen önünde
otelin bekleme balkonu vardı. Oldukça minnoş.
Tatile çıkmadan önce bloglardan "mutlaka görülmesi, uğramadan dönülmemesi, gitmişken aman da aman kokteylini içmeden dönülmemesi gereken" bir Congas Beach Bar olduğunu okumuştuk. Bir de ne görelim, sahilde oturduğumuz yerden orayı görebiliyoruz. Çatısındaki sazlıklar pek bir davetkardı :)
Nihayet çatısı sazlıklarla kaplı bara
girdik. Burada lezzetli atıştırmalıklar, mis gibi kokteyller yapıyorlar. Bruschettaları
mmmm çok başarılı. Gülaycığımla kokteyllerimizi söyledik, güneşin son
salınımlarını güzel müzik eşliğinde seyre daldık. Molivos'un tatlı bir de
çarşısı var. Dar sokaklar, arnavut kaldırımı yollar, yerel restoranlar, küçük
mağazalar, keyifli Yunan müziği, batan güneş, temiz hava, mis gibi manzara daha
ne olsun. Güneşin batışını bu kez de frappe eşliğinde izledik :)
Akşam
yemeğinizi canlı Yunan müziği eşliğinde yemek istiyorsanız, sonra bir güzel de
oynarım diyorsanız önereceğim yer Hamam adlı Yunan restoranı ancak burada yemek
yeme şansımız maalesef olmadı. Erken saatten rezervasyon yaptırmak gerekirmiş.
Biz de Gatos Restorant'ta o akşam için rezervasyon yaptırdık.
Klasik
Yunan mutfağından tatlar aldık. Yalancı dolma, balda kızarmış peynir, sahanda
karides ve yanında buz gibi Mythos bira karınlarımızı güzelce doyurmamıza
yetti. Ayrıca ana yemek söylemeye gerek yok.
Yemekten
sonra bir de tatlı teme heyecanımıza yenik düştük. Vitrinde sadece
çikolatalı fıstıklı kek olarak bekleyen güzelim tatlıyı servis ederken üstüne
şerbet döküyorlarmış. Keşke bunu önceden bilseydik. Elbette yedik.. ve sonrası
büyük pişmanlık. O son tatlıyı yemeyecektik. Otele koşarak gittik :)
Ertesi
gün bir de Petra'yı görmek gerek diyerek erkenden yola çıktık. Molivos'tan
Petra'ya tren olduğunu okumuştum bloglarda. Önceki gün Molivos içinde gördüğüm
trenin oyun treni olduğunu sanmış dikkate almamıştım. Meğer gerçekten Petra'ya
gidiyormuş. Ancak bavul konacak yer yok bu trenlerde. İyi ki otobüsle gidelim
demişiz. Trenler şöyle, gerçekten tren :)
Petra
oldukça tatlı bir yermiş. Sahil kısmı uzunca cafelerden oluşuyor. Şöyle ki
deniz kıyısında minik balkonlar var, her bir balkon bir cafeye ait, cafeler de
balkonların hemen karşısında sıralı, arada bir otobüslük yol uzanıyor.
Çarşı içinde tatlı cafeler
hatta kahvehane bile var. Ayrıca Petra'da müthiş ötesi elbiseler, bluzlar,
şortlar satılıyor. Made in Philippines. O desen, renkler, modeller, keşke hepsi
benim olsaydı :(
Neyse efendim, bu
heyecanım daim kalsın :) Petra'da bavullarımızı bir cafeye bıraktık ve sahile
geçtik. Buradaki cafelerin özellikle bavul gibi kocaman eşyaları emanet gibi
birkaç saat almaları bir hayli ilginç geldi. Zira güvensizliğin bir yaşam
biçimi olduğu topraklardan geliyoruz. Neyse efendim, Petra'nın kumsalı kumluk, denizi dalgalıdır. Su da biraz bulanıktır. Yani o gün öyleydi. Halbuki Molivos'ta deniz pırıl pırıl ve berraktı. Sahilde güzel güzel günümüzü geçirip akşam
4 otobüsüyle Mitilini'ye geçtik.
Burada kaldığımız otel: Fontana
Rooms Hemen eşyalarımızı oteldeki miniminicik odamıza bırakıp
kendimizi dışarı, akşam güneşinin vurduğu güzel limana attık.
Bloglarda yemek için Kalnterimi öneriliyor.
Görüntüsü çok güzeldi ancak ilk gördüğümüz alternatife oturmak istemedik.
Gezelim istedik. Dar sokaklardan geçtik tepelere çıktık evlerin arasından
dolandık. İlginçtir ki günlerden Cumartesi ve hiçbir dükkan açık değildi. Tabi
Türkiye'de her yerin 7/24 açık olmasına alışığız. Yemek için bir yer daha
öneriliyordu Κουτσομύτης. Yerel restoranlardan biri burası. Yemeğimizi burada yedik. Çok da memnun
kaldık. Grek salata, yalancı dolma, sardalya ve kalamar. Yanında ilk kez
Barbayanni rakı içtik. Burada rakı susuz içiliyor. Minik rakı bardağına keyfe
göre tek ya da duble dolduruluyor ve isteğe göre sadece buz ekleyerek yudum
yudum içiliyor.
Yemekten
sonrası Mitilini'nin sokaklarını gezme, gün içinde nerede olduklarını
bilemediğimiz insanlarla, Yunan dostlarla bir arada olma, alışkanlıklarını
gözlemleme zamanı. Gençlik Küçük Beyoğlu benzeri sokaklarda, barlarda.
Meğer akşam saat 8'den sonra insanlar sokaklara çıkıp sosyalleşiyormuş. Ertesi
gün erkenden yola koyulup Sakız Adası'na geçeceğimiz için Midilli sayfasını
burada sonlandırıyoruz.
0 yorum