Hadi Göçtüm Ben

Ocak 07, 2024

Bu yazıyı yazdıktan aylar sonra yayınlayacağımı biliyorum. İki amaç için yazıyorum. Biri baştan sona neler yaşadım, hangi duygulardan geçtim kümüle şekilde görmek ve kendime ara ara "aferin" diyebilmek. Diğeri bu süreçten geçeceklerin sorularına yanıt olabilmek çünkü kendi sorularıma hızlı yanıtlar bulamadım. Uzun bir yazı olacak.

KARAR AŞAMASI

Her şey karar vermekle başladı. Arkadaşlarım, tanıdıklarım ülkeden giderken kendi adıma gitmekle ilgili net bir şey söyleyemiyordum. Korkuyordum. Herkes yanında biriyle gidiyor, zorluklara birlikte göğüs gerebilirler ama ben tek başıma yapamam diyerek bu konu hakkında düşünmemeye çalıştım. Zaman geçti. Şu hayattaki en büyük endişe kaynağım olan güvenlik unsurlarım bozulmaya başladı. Endişelerim birbirini kovalar oldu. Ekonomik olarak orta-iyi seviyelerde bir beyaz yakalı olmama rağmen kendimi hiçbir yerde huzurlu hissedemedim. Muhtemelen bu, ömrüm boyunca sürecek. 

Tüm gri düşüncelerim 2020'den itibaren renk değiştirmeye başladı. Gri bulutlar dağılmaya, düşüncelerim netleşmeye başladı. İlginç şekilde cesaretlenmeye başladım. Karar verme eşiğine yaklaşıyordum. Bu ülkeden gitmeli miyim? Gidebilir miyim? Nasıl olur? Derken iyice netleştim. Gitmek istiyorum. Neden? Çünkü sokağa çıkarken bile korkuyorum. Neden? Tacize uğramaktan, tecavüz edilmekten, öldürülmekten, saldırıya uğramaktan. Nefret ediyorum. Neden? İki adım yere giderken ter içinde kalmaktan, o iki adımlık yere gidene kadar karşılaştığım adamların pis bakışlarından, kaba, öfkeli, terbiyesiz, bencil, cahil insanlardan. Bıktım. Neden? Yaşadığım topraklarda uyandığım her sabah aldığım kötü haberlerden, gözümü açar açmaz bi yerlere borçlu olmaktan, sadece mecburi giderlerimi (kira, aidat, kredi, faturalar) karşılamak için hayatımı satmaktan, sanatla ilgili kültürle alakalı bir şey yapmadan önce 10 kere düşünüp 15 günde belki 1 kere plan yapabilir olmaktan. Bir kere yaşama şansım olan bu hayatı sürekli ite kaka sürdürmeye çalışmaktan. Hiçbir şey için sistem, kural, düzen olmamasından, herkesin aşırı, artık kafayı yemiş "özgür"lüğünden.

AKSİYONLAR

Ve son 3 yılımı yurtdışı iş ilanlarına başvurmaya adadım. İlk yıl odaklandım. Doğru düzgün ön yazılar, cv'ler hazırladım, İngilizcemi kendimce iyileştirip konuşma pratikleri yaptım, görüşmelerde neye dikkat etmek gerekir, hangi sözler karşı taraf açısından nasıl yorumlanabilir, benden ne duymak istiyorlar ve bunu nasıl dile getirmeliyim vs hazırlandım. Güçlü ve zayıf yönlerimi belirledim. Belirledim derken doğru düzgün testler var bunun için, hem Türkçe hem İngilizce yaptım ki İngilizcemi de test etmiş oldum. Böylece elimde net veri olmuş oldu. Mülakatlara girmeye başladım. İlkini hatırlıyorum, İsveç'te bir araç kiralama firmasıydı. O kadar çok hazırlanmıştım ki hiç korktuğum gibi geçmemişti. O zamanlar çalıştığım şirket İngilizce öğrenme platformlarıyla anlaşmıştı ve konuşma derslerine girmiştim. Beni iş görüşmelerine hazırlayın, öyle sorular sorun demiştim. Neyse, bu ilk görüşmem o kadar iyi geçmişti ki son aşamaya kadar gelmiştim. Henüz ilk görüşmeden sona kadar gelebilmek beni şaşırtmıştı. Yine şaşırdım çünkü neden elendiğimi bir türlü öğrenemedim. O ilk zamanlardan bugüne birçok başvuru yaptım. Kiminde otomatik yanıtlar eşliğinde süreçten uğurlandım. Kiminde bir görüşme yaptık, sonra reddedildim. Başvurdum, reddedildim, bi daha başvurdum, daha iyi reddedildim :) daha iyi başvurdum derken toplam 2 kere son aşamadan elendim. Diğer firma Hollanda'da çip üretimi yapan bir firmaydı. Hatırlıyorum da son görüşmeyi o dönem Japonya'da bulunan yöneticilerle sabahın 7'sinde yapmıştık. Gözümü açar açmaz zor bir mülakat yaşadım. Bu süreçteyse uluslararası deneyimi olan birini seçmişlerdi. Bu firmanın işe alımcısı o kadar yardımsever biriydi ve açık iletişim kuruyordu ki hiç alışık olmadığım yaklaşımlar bunlar. Hatta bana geri bildirim verirken danışmanlık firmalarında deneyim kazanarak yine başvurabilirsin, veya uygun başka ilanlar bu firmada karşına çıkarsa bana ulaş demişti. 

Bu sırada Avrupa'ya yerleşen arkadaşlarımdan bilgi edinmeye başladım. Ne kadar maaş beklentisi söylemek gerekir, hayat nasıldır, yalnız mı kalınır, görüşmelerde nasıl cevaplar verilmeli gibi sorularımı konuştum. Onlardan duydukça gitme hayalim hedefe dönmeye başlamıştı. Avrupa'da support grubum vardı ne de olsa.

Neyse efendim 3 yıl geçti, Mayıs 2023'te bir firmaya başvurdum. Geri dönüşleri hızlı oldu. Süreç boyunca öyle yardımcı oldular ki, Türkiye'de İK'dan böyle bir yaklaşım görmeye alışık olmayan ben bulutların üstünde gibiydim. her adıma dair detay bilgiler verdiler, pdf dosyalarında hangi sorulara nasıl hazırlanmam gerektiğini anlattılar, her sorumda anında yanıt sağladılar, görüşmelerde hata yaptığımı düşündüğümde anında bunu anlayıp beni rahatlatmayı seçtiler, "herkes hata yapabilir, acele etme, vaktimiz var, istediğin gibi kullanabilirsin, istediğini tekrar tekrar sormaktan çekinme" gibi ifadelerle beni kendime getirdiler. İlk görüşme, ikinci görüşme, assessment, son görüşme derken sonunda olmuştu. Benimle devam etmek istiyorlardı. It's happening! Başvurumdan yaklaşık 2 ay geçtikten sonra bir perşembe akşamı telefonda bana bunu söylediklerinde İngilizceyi unuttum sanıp tekrar tekrar sorduğumu hatırlıyorum. Telefon görüşmesinden hemen önce İK'dan gelen ve hakkımda güzel şeyler konuşulduğunu belirten (fingers crossed on me) epostayı okurken kameralara böyle yakalanmıştım:

         


YENİ BİR İŞ ve HAYATA DOĞRU

Temmuz ayının başlarında süreç netleşmeye başladı. Tekliflerini aldım, görüştük, sözleşmeler imzalandı. Hatta her şeyi bir Türk çalışanla görüşmek istediğimi belirtmiştim. Kendileri bu görüşmeyi ayarladı. Bu çalışanla tanıştık, sorularımı sordum, kendisinden fikirlerini aldım. Derken Facebook'taki göçmen kadın gruplarına girdim. Hem neler paylaşılıyor göçmen olunca bunları görüyorum hem kendi belirsizliklerimi netleştirmek için sorularımı sormaya başladım. 

Sözleşme aşaması tamamlanınca vize işlemleri için ajans bana ulaştı ve gerekli dokümanları toplamaya başladım. Bugün 4 Ağustos Cuma, tüm evrakı sisteme yükledim. Şimdi vize başvurumun yapılmasını bekliyorum.

Bir yandan oradaki evlere bakıyorum. Hayaller kuruyorum. Havanın kapalı olduğunu, yağmurlu bir gün marketten alışverişimi yapıp evime girdiğimi hayal ediyorum. Bir başka anda iş çıkışı arkadaşlarımla (tabi arkadaş da edinmiş oluyorum) bir şeyler içmeye gidiyoruz ve ben korkarak gitmiyorum veya ne kadar ödeyeceğim acaba diye düşünmüyorum. Bir başka anda Avrupa'da yaşayan arkadaşımla bir hafta sonu planı yapmışız, bir festivale gidiyoruz. Yine korkmuyorum acaba biri saldırır mı diye (olasılıklar daha düşük en azından). Tabi bu hayallerimde Oreo da var. Ev geniş olduğundan istediği gibi koşturuyor. İlk başlarda garipsiyor her kedi gibi ama o anlar geride kalmış oluyor. Bugüne dönersek; aklımdaki tek şey Oreo'yu x-ray'den çantasından çıkararak geçirmek ve uçak yolculuğunu sağ salimen atlatmak, sakinleştiricilerin eşliğinde. Bir tek bunu atlatırsam her şeyi yapabilirim artık :)

VERİLERLE KONUŞAYIM

Bu kısımda başvuru aşamasında (2023 içinde) yaptığım masrafları anlatacağım. Belki birilerinin işine yarar.
  • Kimlik yenileme: Kimliğimi yenilemeye üşenmiştim. Mecburen yeniledim. Nüfus müdürlüğünde kolayca oldu bu işlem. 83 TL.
  • Pasaport uzatma: Pasaportumun vize ajansının belirttiği şekilde en az 1 yıl geçerliliği vardı ancak buradayken uzatmak daha kolay olacağından onu da Nüfus müdürlüğünde 10 yıllık olacak şekilde kolayca hallettim. Yuvarlak olarak 5400 TL.
  • Medikal sertifika: Belçika'nın istediği bir sağlık sorununun olmadığını kanıtlayan belge. İstanbul'da elçilik tarafından belirlenmiş 3 doktor var. Kadıköy'de Dr. Adnan Avcı'ya gittim. Kan tahlili, akciğer filmi, muayene toplam 2440 TL. Doktor bu ödemeyi şirketten geri istememi söyledi. Öyle bir şey var mı deneyeceğim.
  • Apostilli sicil kaydı: Apostil benim için çok yabancı bi şey. Bir hukuk bürosuna sordum, 50 dolar karşılığında yapıyorlardı. Göçmen kadınlar grubunda sorduğumda adliyede yapıldığını öğrendim, hem de ücretsiz. Gidip sicil kaydımı aldım, ertesi gün de apostili aldım.
  • En yüksek seviyedeki diplomamın orijinali ve çevirisi: Kadıköy'de Portakal çeviri hizmetlerinde bu işimi de birkaç saat içinde hallettim. Yaklaşık 250 TL.

NELER HİSSEDİYORUM

Henüz bir şey hissetmiyor gibiyim. Yani heyecan, endişe, korku, mutluluk vs henüz bunlar ortaya çıkmadı. Zamanını beklediklerinden eminim. Annemden uzakta olacak olmak üzüyor. Onu da üzüyor biliyorum ama aklım onda kalacak diye belli etmiyor eminim. Herkes hayatını kurtaracak kızım diyor. Benimse aklım onda kalacak. Canı sıkılıp ulaşmak istediğinde, biraz komik şeyler konuşmak istediğinde, çiçeklerini anlatmak istediğinde, kedisi Şanslı'yı göstermek istediğinde birazcık daha zor ulaşabilecek. Veya acil bir şeye ihtiyacı olduğunda ben erişemeyeceğim. Telaşlanacağım. Belki de bu hiç olmayacak. Belirsizlik üzerinden negatif senaryolar yaratmanın gereği yok. 

Sanırım evimdeki eşyaları elden çıkarmaya başladığımda duygular ufak ufak ortaya çıkacaklar.

Şimdilik mola... 

GÜNCELLEME 26 AĞUSTOS CUMARTESİ

Şirket yani ajans firma vize işlemlerini Ağustos ayı başında başlattı. Oturum izni 2 hafta, çalışma izni 10 hafta sürer dediler. Türkiye'den de Belçika Konsolosluğu'na vize başvurusu yapmam gerekiyor. Gel gör ki VFS Global isimli resmi aracı kurum çalışmıyor. Evet çalışmıyor; randevu tarihi vermiyor, hep dolu hep dolu, ulaşmak zor, ekşisözlükte insanlar küfür kıyamet, Fb gruplarından ve sözlükten insanlardan trickleri öğrenmeye çabalıyorum. Derken ay bitiyor. Bu ay vize randevusu alabilecek miyim endişesiyle geçti, hafif dozda endişe. Eylül ayında artık ajans firmadan bu konuda girişim göstermelerini isteyeceğim. Resmen ülkeden çıkamıyorum.

Şimdilik yine mola...

GÜNCELLEME 1 EYLÜL PAZAR 

Ve çalışma vizem çıktı. Eylül ayının başında relocation firması çalışma vizemi gönderdi. Sırada oturum izni var. Onun da 9-11 hafta sürmesi bekleniyor. Bunun 4 haftası bitti. Bu esnada VFS Global'den nihayet randevu alabildim. 5 Aralık randevu tarihi, ancak relocation firmasının yorumu daha erkene çekmemiz gerekebileceği yönünde. 

Bu esnada kedim Oreo için süreci başlattım, kuduz aşısı oldu, üzerinden en az 30 gün geçti ve kuduz titrasyon için veteriner kliniğinde kan alındı, Ankara'ya, tarım orman bakanlığına gönderildi. 

Ben de yavaş yavaş eşyalarımı satmaya başladım. Bunun için letgo, sahibinden, tanıdıklar şeklinde ilerliyorum. 

Şimdilik mola..

GÜNCELLEME 7 ARALIK PERŞEMBE 

Kocaman Eylül Ekim Kasım aylarında yazmayıp, heyecandan olsa gerek, 3 ayı nasıl hatırlayacağım derdine düşmem de ilginç ve gereksiz oldu geriye bakınca :)

Oturum iznimin gelişi beklediğimden oldukça hızlı oldu. 9-11 hafta dedikleri vize 6-7 haftada geldi. Ben Ekim ayı komple vize beklemekle geçer, hatta Kasım ayına sarkar düşüncesiyle vize randevumu 5 Aralık tarihine almıştım. Garanticiyimdir. Eksik evrakım olmadan, vize randevuma tam gitmek istediğimden bu tarihi garanti görmüştüm. Erken gelen izinlerle (çalışma + oturum vizesinin toplamına D type single permit deniyormuş) vize randevumu erkene çekmeye çalıştım. Türkiye'den de vize başvurusu yapılması gerekiyor ki ülkeden çıkabileyim. Bir tür formalite. Daha vize randevusu alınamayan, sosyal medya kanalları veya eposta aracılığıyla bile ulaşamadığım VFS Global'e ve Belçika Konsolosluğu'na tüm evrakımın tam olduğunu (Annex 46'nın altını çizerek) belirten bir eposta daha gönderdim. Ertesi gün VFS Global beni aradı. Sanki FBI'dan arıyorlarmış gibi (onlar telefon eder mi acaba) heyecanlandım, one shot hakkım vardı ve telefonda hata yapmamalıydım. Randevu tarihimi yaklaşık 3 hafta geri çektik ve 13 Kasım'da uzun dönem D tipi vize başvurumu yapmış oldum. Vizem 5 günde çıktı. Sürenin bu kadar kısa olmasının nedeni iş nedeniyle karşı tarafın (firmamın) çalışma ve oturum vize başvurularımı yapmış olması, bu izinlerimin çıkmış olması, şirketin beni artık bekliyor olmasıydı. Vize sürelerimden de bahsetmeliyim; çalışma vizem 3 yıllık, oturum vizem 1 yıllık, pasaportumda yazan süre de 1 yıllık. Uzatmaları Belçika'da yapacağım. 

Şirketimin güzelliklerinden biri şu oldu; vizemin Aralık ayında çıkması durumunda Christmas tatilinde orada beni yalnız bırakmak istemediklerinden, vizelerin çıkmasını beklerken işe başlama tarihimi netleştirdik. 8 Ocak resmi başlangıç tarihim olacak. Birkaç gün önceden gidip ortama alışmak amacıyla 4 Ocak gibi uçmayı planlıyorum. 

Bir diğer güzellik, ev bulana kadar konaklayacağım otelin pet friendly olması. Planım ev bulana kadar Oreo'nun İstanbul'da kalması, ev bulur bulmaz gelip onu almak şeklindeydi ancak gelip almak için uygun sürem olmayacağından ve ilk gidişte tüm sıkıntıyı yaşayıp tek seferde atlatmak daha mantıklı olacağından, yeni yöneticimin de fikir vermesiyle Oreo benimle otele gelecek :) Çok heyecanlıyım çok. 

Eylül ayının başında Oreo'dan kuduz titrasyon için kan alınıp Ankara'ya gönderildiğinden bahsetmiştim. Sonucun gelmesi 6 haftayı birkaç hafta geçti ve sonuçlar numunenin alındığı kliniğe geldi. Şu an Oreo için yapmam gereken tek resmi iş, uçuştan 48 saat öncesinde önce kliniğe gidip pasaportuna uygunluk yazısı almak ve Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ilgili müdürlüğüne Oreo'yla birlikte gidip ülkeden çıkış için uygunluk almak. Sonrası ver elini Sabiha Gökçen.

30 Kasım 2023 Perşembe, 8 yıllık Enerjisa geçmişime son verdiğim tarih oldu. Aralık ayında işsiz, beyaz yakasız, bordrosuz girdim. Bu kısım heyecanlı, yer yer hüzünlü, anlık gelen ağlama pikleri ile geçti. Aralık ayı içinde yapmam gerekenleri listeledim. Buraya da yazmakta fayda var, ihtiyacı olan birileri olabilir:

  • Vergi Dairesi ile görüşüp şimdiden yapmam gereken bir beyan olup olmadığını öğreneceğim. Bu soruyu yeni şirketime de sordum, beyan etmem gereken bir şey var mı şeklinde.
  • Kapatmam gereken banka hesapları var. Şubeye gidip birebir görüşme yapacağım. Online işlemler veya çağrı merkezi ile yürütülen işlemler sağlıksız olabiliyor diye duydum deneyimi olanlardan.
  • Son sağlık, kozmetik, güzellik, doktor muayenesi uygulamalarının yapılacağı dönemdir son ay.
  • Vekalet konusu önemli. Benim yerime her şeyi yapabilmesi için anneme sınırsız vekalet verebilmem için noter işim olacak.
  • Eşyalarımı İzmit'e taşımak için nakliye firması ayarlamam gerekiyor. Armut'tan teklif topluyorum.
  • Uluslararası para transferi yapabilmek için araştırma yapıp bir hesap oluşturmam gerek.
  • Ülkeden ayrılmadan önce telefon hattımı faturasıza döndürüp, birkaç ayda bir açarak hattımı aktif tutmam gerek.
  • Biyometrik fotoğraflarımı çoğaltmalıyım. Belçika'daki resmi işlemler için gerekebilir.
Şimdilik mola...

SON GÜNCELLEME 7 OCAK PAZAR

Son güncellememi Brüksel'de otel odamdan yapıyorum. Yarın iş başı.

4 Ocak Perşembe günü geldik. İşten birkaç gün önce gelmek şehri anlamak ve "evet buradayım artık" şaşkınlığımı hafifletmek için fena olmadı. 

3 bavul, 1 kedi, Sabiha Gökçen'den uçtuk. Oreo yolun %80'inde miyavladı. Verdiğimiz sakinleştirici (Kot Bayoun) işe yaramadı. Havalimanında çantasından çıkartmamı istediler, direndim, kesin surette kaçacağını söyledim. Çantasının içindeki bezleri çıkartıp geçmemize izin verdiler. Uçakta da kabin görevlileri tatlıydı, bir ihtiyacımız olup olmadığını sordular arada. Brüksel Havalimanı'nda transfer görevlisi bizi karşıladı, otele bıraktı. Buradan sonrası ver elini yalnızlık.

Geldiğim gün ilk iş Oreo'nun tuvaletini ve kumunu almak oldu. Dışarıda birkaç iş halledip odama gelip ağladım ilk gün, bu ister istemez bir döngü gibiydi, alışveriş yap, odana dön, tek olduğunu gör. Bir gün önce annemin evindeydim ve her şey sıcacıktı, şimdi her şeyin soğuk olması ağır geldi. 

          

Sokaklar soğuk havaya rağmen dolu. Çok kalabalık bölgelere de girdim, çok sakin tarafları da gezindim elimden geldiğince. Mekanlarda, sokaklarda, birçok yerde Fransızca konuşuyor insanlar. Öğreneceğim dile karar verdim :) Şimdilik immoweb üzerinden ev arıyorum, emlakçılara görüşme için talep bırakıyorum. Umarım kısa sürede ev konusunu hallederim. 

         

         

6 Ocak Cumartesi akşamı hastalandım, ne kadar da warm welcome. Zannediyorum ki yediğim pizza mideme kültür şoku yaşattı. Pazar sabahına kadar pert düşmüş Beril olarak yazımı sonlandırıyorum. Oreo'yla uyuyacağız şimdi, saat 14.30. Sonrası kalkıp ütü yapıp yeni iş günüme hazırlanmak.

XoXo, petite Beril.

You Might Also Like

18 yorum

  1. Seni çok seviyorum, çok nefis günler geliyor :)

    YanıtlaSil
  2. Şandınız bahtınız açık olsun herşey rast gitsin inşallah 🤲💕🧿

    YanıtlaSil
  3. Yeni hayatınız çok güzel olsun 🙏❤️

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir hayat diliyorum. Her şeyin en iyisini en güzelini hak ediyorsun. Cesaretin azmin takdire şayan. Burada bir dostun kardeşin hep olacak sakın unutma. Sevgiler. Erman

    YanıtlaSil
  5. Beril,

    Sana hayran kaldım yazıyı okurken. Hem yaşadıklarının duygu ve mantığı harmanlayarak yazman hem de bütüne katkı sunma niyetin beni çok etkiledi.

    Pasaportumu yeni yeniledim. Oralara gelirsem seninle görüşmeye niyet ettim. Evren duysun beni🕊️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesajınız için teşekkür ederim. Duygularım zaten birbirine karışmış haldeyken üstüne mantığımla öyle birbirine girmiş durumda ki uzuuunca bir süredir, olduğu gibi yansımış demek yazdıklarıma. Aldığım reaksiyonlardan anladığım / emin olmaya yaklaştığım şu ki her şey gerçekten de geçiyor, ve artık daha hızlı geride kalıyor. Brüksel'e yolunuz düşünce haberleşmek üzere.

      Sil
  6. 9 ayimiz doldu Kanada’da. Zaman cok cabuk geciyor ve o cook uzun gecen surecler bir anda cok geride kalmis oluyor. Ve her asamanin farkli aglama sebepleri var bence 🥹 gelmeden once okudugum bir cumleyi paylasmak istiyorum, cok dogru bence. “Mucadele her yerde var, gitsen de, kalsan da.. onemli olan mucadele edecek gucu sen kendinde nerede buluyorsun?” Bu soru beni her dustugumde rahatlatti simdiye kadar. Umarim tum surecleriniz kolaylikla gecer, hayirli olsun yeni hayatiniz 🙏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu cümleyi her gün göreceğim bir yere kocaman yazmak istedim. Umarım kısa sürede sıcacık bir ev bulurum ve kendime azim notum olur. Mesajınız için çok teşekkür ederim.

      Sil
  7. Ne hoş bir yazıydı. Beril çok sevindim senin adına 💖 Maceralarını instagramdan takip edeceğim. Çok sevgiler.

    YanıtlaSil
  8. Hayırlı olsun sizin için dilerim her şey gönlünüze göre olsun. Oreo çok tatlı ne güzel yatış öyle. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Oreo hep yatışta :)

      Sil
  9. Hayatınızdaki bu yeni dönem hayırlı olsun demeye geldim. Hayatımda üç kez kıta değiştirdim. Gün geliyor ki tam yağlı bir kalıp ezine inek peyniri için küçük bir servet ödeyebilirim ya da 2-3 saat yol gidebilirim gibi hissediyorum! Güvende hissetmek, özgür hissetmek, meritokratik bir işyeri, hepsi ve sayamadığım dahası büyük birer avantaj! Yolunuz açık olsun. Mutluluk sizinle olsun!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel dilekleriniz için çok ama çok teşekkür ederim. Ne çok ortak şey yaşıyor, deneyimliyor, hissediyoruz hiç farkında olmadan.

      Sil