Pages

  • Ana Sayfa
instagram facebook linkedin

ÖTEBERİL

  • Eskiden hayat daha güzeldi... mi acaba? 

    Daha samimi ve güven dolu insan ilişkileri, daha yavaş geçen zaman, daha az koşturma, stres ve yorgunluk ve hastalık vs.. 

    Bulunduğum t anından geçmişteki bir t1 zamanını değerlendiriyorum. 


    Kendimi sıklıkla bu mor kafanın yerinde buluyorum. Kapsama alanıma giren çok sayıda ve çeşitte girdi var:


    ✋Gelişim (zihinsel sağlık, meditasyona dair yeni deneyimler, fiziksel sağlık, tüketebileceğim yeni yiyecekler, gıdaların içerikleri ve etkileri, spor çeşitleri vs.), 


    🚀Teknolojik beyin yanmaları. Her gün gelişmeler, yeni ürünler hizmetler, teknoloji kullanım biçimleri, dünyada nelere çözümler sağlanıyor, 


    💣Günlük haberler, çoğunluğu olumsuz hisler yaratan, güzel haber duyunca ağlama isteği yaratacak kadar sinir sistemimizi altüst eden olaylar olaylar, 


    🎒Geçim kaygısı, yaşam güdüsü, bugünü nasıl tamamlarım, yarın ne yaparım, sonraki günlere ne yatırım yapmalıyım yapabilirim planlamaları, 


    💭İnsan ilişkileri, arkadaşlıklar, alıp verememeler ya da verip öylece kalakalmalar, tilkilerin ormanda yaşayan hayvanlar olmaktan öte insan zihninde de bazı fonksiyonlarının olduğunu deneyimlemek ama kendi kafamda sincap ve tavşanların örgütlenmiş olması,

    diye gidiyor..


    O mor kafayken eski fotoğrafları açıp dalıp gidiyorum. Farkında olmadan fazla açılınca kıyıya geri dönmesi de yorucu oluyor. Şu yıllarda bu varmış, bunu yapıyormuşum ne güzel, şu insanlar varmış hayatımda (ya da bi varmış bi yokmuş). Tamam ama so what? O zamanları yaşadım öğrendim geride kaldı.


    Bugün zihnimi yoran ve günün sonunda kendimi yıpranmış hissetmeme neden olan çokça şey (girdi) o t1 zamanında yoktu ya da bir şekilde kapsama alanımda değildi. Kimyasal maruziyet diye bir kavram vardır, kimyasal maddeye maruz kaldığınızda etkisinin ölçülebilmesi için bazı alt kavramları düşünmek gerekir, maruziyetin türü, süresi ve dozu/düzeyi de etkilidir. Onun gibi bi şey. 


    Ayrıca olayları t anındaki algılama biçimimle t1 anındaki çok farklı. İnsanlar değişmez deniyor peki. Buna karşın insanlar yaşar, analiz eder, dener, hata yapar, bi daha dener, alışkanlıkları evrilir, kısacası deneyimler ve dönüşür. Nasıl ki evrim devam ediyorsa bir insanın da ömrü boyunca bireysel evrimini sürdürmesi bence gerekir. Ben öyle tercih ediyorum :))) 


    Eskiden hayatı güzel bugünse daha az güzel hissediyor oluşumun temelinde teknolojinin olduğunu düşünmeden edemiyorum. Bi dolu veri yağıyor üstüme üstüme. Her şeyden haberdar olmalı, her biri hakkında bir fikrim olmalı, bir kısmını hafızama yerleştirmeli, yerleştirmeli, yenisine yer açmalı, yeni veri kaynağı olmalı, üstüne de paylaşmalı, paylaşmalıyım.


    Sosyal varlıklar olarak bizler birbirimizle sürekli (ve artık çoook farklı kanallar üzerinden) etkileşim içindeyiz. Tabi ortalık bu kadar kaynarken yaşam mücadelesi mevzuu sertleşti. There will be blood. Hayatta kalmak için release the kraken! Düzensizlik ve kaos var olduğumuz zaman boyunca devam edecek görünüyor. t1 zamanında bugünkü kadar yoğun etkileşim altında değildim, bugünkü beyin yanmalarım doz ve algı değişimim nedenli. 


    Yani konuyu kısaca özetleyecek olursam (buradaki anlam kaymasına dikkat çekmek istiyorum, kısaca özetlemek diye bir şey yoktur sevgili okur, özet zaten mevzunun kısasıdır, ben bilerek bu hatayı yapayım siz yapmayın); bugünden geçmişe bakıp dalıp gidip sonsuz özlemler, pişmanlıklar, keşkeler, geçmişe dönmek istiyorumculukları bırakarak bugüne gelmek, kendinin ve sahip olduğun imkanların ve potansiyelinin farkına varabilmek yaşamın karı olacaktır. Bir sabah yatağımızda sıkıntılı rüyalarımızdan uyanıp kendimizi dev bir kendimize dönüşmüş olarak bulmayacağız elbet. Elimizdekinin bugün olduğunu unutmadan rüyalarımızdan uyanmak pek tatlı olur.


    Bu da kendime motivasyon notum olsun. Arada blogumu stalklarken açıp okurum.


    Sevgi saygı sepet sepet🍀

    Continue Reading

    Hedefimden sapmışım. Hem de 1 ayı geçmiş sapışım. Periyodik olarak yazı yazma hedefim yoldan çıkmış, uzay boşluğuna doğru yol alırken... arada blog mahallesine gelip bakıp çıktım, sapık gibi kendi blog sayfama bakıp bakıp sessizce çıktım yine. Yazasım gelmiyor. 

    Buralarda yokken varsa yoksa örgü ördüm. Amigurumi siparişlerimi tamamladım büyük ölçüde. Bir sonraki yazım da o konuda olur umarım. 


    Güneşin sıcak ısrarı karşısında beynim de vücudum da pelte. Ne kitap okuyorum, dergi karıştırıyorum, blog hikayelerine konsantre olabiliyorum, ne spor yapıyorum sağlıklı besleniyorum, ne aldığım online eğitim ve kursları tamamlayabiliyorum, ne film izliyorum, ne de yazmak için bir konuya karar verebiliyorum. Karar versem de hakkında araştırma yapsam da dolu dolu bir içerik oluştursam da keşke de keşke.. Uzay boşluğunda süzülüyorum. 

    Ağustos böceğinden bile öğreneceklerim var o derece su muhallebisi kıvamındayım. Kendime suç ortağı arıyorum. Yaz ayları herkese gevşer gönül yayları tadı veriyor mu?

    Continue Reading
    Newer
    Stories
    Older
    Stories

    Başka Yerlerde De Yazıyorum

    blog sözlük

    Hakkımda

    Hakkımda
    Sırt çantama hoşgeldiniz. Bazen birkaç parçayla düşerim yola, bazense fazlasıyla bir şeyler bulunur çantamda. Rengarenk kalemler, mini mini defterler, yara bantları, ağrı kesiciler, parfümler, kitaplar diye gider.. her derde deva.. Böylece çıkarım öteberimle türlü türlü yollara..

    En Sonkiler

    Yazılarım

    • ►  2024 (2)
      • ►  Şubat 2024 (1)
      • ►  Ocak 2024 (1)
    • ►  2023 (4)
      • ►  Haziran 2023 (2)
      • ►  Mart 2023 (1)
      • ►  Ocak 2023 (1)
    • ►  2021 (5)
      • ►  Kasım 2021 (1)
      • ►  Ekim 2021 (2)
      • ►  Nisan 2021 (1)
      • ►  Ocak 2021 (1)
    • ▼  2020 (18)
      • ►  Ekim 2020 (1)
      • ►  Eylül 2020 (2)
      • ▼  Ağustos 2020 (2)
        • t anları
        • Ne de güzel su muhallebisi kıvamı!
      • ►  Temmuz 2020 (1)
      • ►  Haziran 2020 (6)
      • ►  Mayıs 2020 (5)
      • ►  Nisan 2020 (1)
    • ►  2018 (4)
      • ►  Eylül 2018 (2)
      • ►  Nisan 2018 (1)
      • ►  Ocak 2018 (1)
    • ►  2017 (3)
      • ►  Eylül 2017 (3)

    İzleyicilerim

    Etiketlerim

    • gezilerim (8)
    • meydan okuma (8)
    • içimden gelen (7)
    • işte bunlar hep deneyim (5)
    • merhaba (3)
    • Belçika (2)
    • Brüksel (2)
    • Göç (2)
    • sevdiğim şeyler (2)
    • aftersun (1)
    • minimalizm (1)
    • sağlık (1)

    Neler Okuyorum

    Beril's books

    Şeker Portakalı
    it was amazing
    Şeker Portakalı
    by José Mauro de Vasconcelos
    Amok Koşucusu
    it was amazing
    Amok Koşucusu
    by Stefan Zweig
    Cesur Yeni Dünya
    really liked it
    Cesur Yeni Dünya
    by Aldous Huxley
    Yeni Soyadının Hikâyesi
    really liked it
    Yeni Soyadının Hikâyesi
    by Elena Ferrante
    Böyle Buyurdu Zerdüşt
    liked it
    Böyle Buyurdu Zerdüşt
    by Friedrich Nietzsche, Murat Batmankaya

    goodreads.com

    İletişim Kurmak İsterseniz

    Ad

    E-posta *

    Mesaj *

    Created with by BeautyTemplates

    Back to top